Kişinin hasar gören ve kullanılamayacak duruma gelen herhangi bir organı için, başka bir kişiden nakil yapılarak gerçekleştirilen operasyona organ nakli denir. Bu nakil, vefat etmiş kişiden ya da canlı kişiden yapılabilir. Birçok organın nakli canlı kişiden yapılırken, kalp nakli için kadavra bedenden yapılmaktadır. Şunu unutmamak gerekir; her an sizin ya da sevdikleriniz için organ nakli gelebilir. Bu nedenle organ bağışı oldukça önemlidir. Çalışır durumda olan organlar toprak altında kalacağına, başka birine hayat verip yeni bir bedende var olmaya devam edebilir.
Organ nakli, temel olarak çok eski zamanlara dayanmaktadır. 18. yüzyıldan bu yana konu üzerinde çalışmalar sürdüren bilim insanları, çalışmayan ve hasarlı olan organın yerine başka bir organın nakil edilebileceğini savunmuşlardır. İlk nakil bir böbrek nakli operasyonu ile gerçekleştirilmiştir. Joseph Murray ve ekibi tarafından 1954 yılında gerçekleştirilen bu operasyon başarı ile sonuçlanmış ve organ nakli de yapılabilir hale gelmiştir. Bunun öncesinde ise 1905 yılında Eduard Zirm bir kornea nakli gerçekleştirmiştir. İnsandan insana yapılabilen nakil işlemi; kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, pankreas, ince bağırsak, el, yüz gibi organları kapsamaktadır.
Yapılan bu operasyonları; 1966 yılında yapılan pankreas nakli, 1967’de karaciğer nakli, yine aynı yıl kalp nakli, 1981’de akciğer nakli, 1983’de akciğer lobu nakli, 86’da çift akciğer nakli, 87’de tüm akciğer nakli, 98’de ilk pankreas nakli, aynı yıl el nakli, 2005’te Fransa’da ilk yüz nakli, 2006’ta penis nakli ve 2010 yılında gerçekleşen ilk başarılı tam yüz nakli gerçekleşmiştir. Vücutta görevini yapamayan herhangi bir organ için gerçekleştirilen organ nakli yapılabilmesi için organ bağışı oldukça önemlidir. Bu nedenle hayatta iken kişinin hür iradesi ile yaşamı sona erdikten sonra organlarının bağışlanmasına izin vermesi, vefat ettikten sonra da başka hayatlara can vermesini sağlayacaktır.