LÖSEMİ HASTALIĞI NEDİR?
Lösemi halk arasında ilik kanseri denilen veya diğer bir adıyla kan kanseri de denilen bir hastalıktır. Peki lösemiye neden ilik kanseri de denilebilir? Çünkü lösemi kemik iliği kaynaklı bir hastalıktır. Kemik iliğinde ve vücudumuzda dolaşan kanın yaklaşık üç adet ana oluşturucusu vardır. Bunlar alyuvar akyuvar ve trombositlerdir. Bunların ana hücreleri en ilkel halinden en olgun haline kadar kemik iliğinde bulunur. Akabinde olgunlaşan hücreler kana karışır.
Lösemi hastalığı da işte bu kemik iliğinden çıkan olgunlaşmış hücrelerin sürekli olarak yenilenmesini sağlayan bir virüstür. Örneğin ilikte olgunlaşmaya çalışan trombosite bulaşan bir virüs olgunlaşmaya çalışan trombositi sürekli olarak yenileyerek olgunlaşmasını engeller ve kanı trombositsiz bırakır. Lösemi ağırlıklı olarak çocuklarda görülen ve özenli tedavi gösterilmezse geçmesi neredeyse imkânsız olan ve en çok çocuk ölümlerine neden olan hastalıklardan birisidir.
Çocuklarda Lösemi
Lösemi oluşum tarzı itibari ile daha çok çocukları heder almış bir virüsün oluşturduğu bir hastalıktır. Öyledir ki çocuklarda oluşan kanserlerin yaklaşık olarak yüzde kırkı lösemi ve lösemi çeşitleridir. Az olarak görülse dahi yetişkinlerin de yakalana bildiği ilik kanseri hastalığı yetişkinlerin yakalandığı hastalıklar arasında çok arka sıralarda yer almaktadır. Kanser denilince önceki tabiri ile akıllara bir tek kurtulunamayacak olan ve beraberinde ölümü getiren hastalık çeşidi gelirdi. Fakat günümüzde gelişen teknoloji ve alternatif tıbbın da etkisi ile artık kanser de günümüzde yenilebilecek hastalıklar sınıfına girmiştir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi daha çok çocuklarda nükseden kan kanseri yani lösemi daha çok küçük ve bağışıklığı az olan bedenleri hedef almaktadır. Birçok tedavi yöntemi geliştirilen ve alternatif durumlarında tedaviye destek sağladığı bir hastalık olan lösemi günümüzde ilik nakli ve diğer tedavi yöntemleri ile korkulacak bir hastalık olmaktan yavaşça çıkmaktadır.
Hastalık esnasında tedavi safhasında en önemli ve dikkat edilmesi gereken durumlardan birisi de dış etmenlerdir. Hastalık boyunca tedavinin daha verimli olması ve vücudumuzun tedaviye daha rahat cevap verebilmesi için bağışıklık sistemimizi sınayacak bir organizma vücuda alınmamalıdır. Bunun için de ilk ve en önemli önlem ağızlık takılmasıdır.