Lenfoblastik B Lenfoma
Lenfoblastik B lenfoma, lenfoma hastalığı çeşitleri içerisinde yer alıyor. Hastalığın meydana gelme sürecinde lenf bezleri kanserli hücreler ile yer değiştiriyor. Bu hızlı bir şekilde meydana gelmiyor. Lenf bezlerinin içerisinde bulunan genler, bir takım döngüsel aksamalar nedeni ile birlikte kırılıyorlar. Kırılan bu genler görevlerini tam anlamı ile yerine getiremedikleri için şişiyorlar ve beze halini alıyorlar. Beze halini alan bu fındık görünümlü şişkinlik, her geçen zaman içerisinde daha da büyüyor. Artık büyüyen bu kitle, kişiye basınç uyguluyor ve ağrıların meydana gelmesine neden oluyor. Bezeler genellikle vücudun sadece belli kısımlarında oluşuyor. Bu oluşan yerler koltuk altı ve kasık bölgeleri oluyor. Günlük yaşamımızda kollarımızı sıkça hareket ettiriyoruz. Koltuk altında ve kasıklarda bulunan herhangi bir şişlik, insanı önemli bir şekilde rahatız eder. Ayrıca bu şişlik vücuda basınç yapıyor ise, durum daha farklı bir noktaya ulaşır. Bu yüzden bu tarz belirtilerin lenfoblastik b lenfoma olabileceği unutulmamalıdır.
Lenfoblastik B Lenfoma Risk Faktörleri Nelerdir?
Bu hastalığa, yakalanmaya neden olan bulgulara risk faktörleri adı verilir. Risk faktörüne sahip olan bir insan lenfoblastik b lenfoma hastalığına yakalanacağı anlamına gelmiyor. Bu riskler açıklandığında ise karşımıza genetik ve çevresel faktörler çıkıyor. Kişi genetik anlamda ya da çevresel anlamda bu risklere sahip iken lenfoma hastası olmayabiliyor. Fakat bazı bireyler bu risk faktörlere sahip olup lenfoma hastalığına yakalanabiliyor. Bu durumun nedeni günümüzde net olarak belirlenememiştir. Kişinin vücut direnci de bu nokta da önem taşıyor.
Lenfoblastik B Lenfoma Tedavi Edilme Yöntemleri
Lenfoma hastalığı çeşitlerinden bir tanesi olan lenfoblastik b lenfoma tedavisinde 4 farklı tedavi yöntemi karşımıza çıkıyor. Bunlardan birincisi olan kemoterapi kanserli hücrelerin yakılmasında görev alıyor. Kemoterapi uygulanan hastalarda saç dökülmeleri meydana geliyor. İkinci tedavi yöntemi ise radyasyon tedavisi oluyor. Bu tedavideki amaçta kanserli hücreleri yok etmek oluyor. Kök hücre nakli ile kanserli hücreler sağlıklı hücreler ile yer değiştiriyor. Son tedavi şekli olan dördüncü tedavi de ise hedefe yönelik olan tedaviler uygulanıyor. Bu tedavilerin uygulanması sonucunda hasta iyileşebiliyor ya da ömrü daha da uzayabiliyor. Bu hastanın tamamen direncine bağlı olarak sonuçlar meydana geliyor.