Lenfoma Hastaları Ne Yemeli?

Lenfoma Hastaları Ne Yemeli?

 Halk arasında “Lenf kanseri” olarak bilinen ve bir kanser türü olan lenfoma hastalığı, lenf bezlerinde lenfositlerin neden olduğu bir kanser türü olmaktadır. Bu süreç içerisinde hastalığın en önemli belirtisi ise vücudun bağışıklık sisteminin gözle görünür bir şekilde düşüş göstermesidir. Öyle ki; basit bir grip hastalığı bile lenfoma hastalarının uzun bir süre atlatamadığı bir hastalık haline gelmektedir. Bağışıklık sisteminin çökmesinin yanı sıra aynı zamanda boyun, kasık ve koltuk altı gibi bölgelerde aşırı şişlikler de lenfoma hastalığının belirtileri arasında olabilmektedir. Bu belirtiler vakit kaybetmeden uzmana başvurulması gerektiğini göstermektedir. Hastaya lenfoma hastalığı teşhisi konulduktan sonra birçok hususa dikkat edilmesi gerektiği gibi beslenme konusu da bunlardan birisi olmaktadır. Bu bağlamda en sık sorulan sorulardan birisi de lenfoma hastaları ne yemeli? sorusu olmaktadır. Bazı besinler lenfoma hastalığının ilerleyişini durdururken aynı zamanda tedavi sürecinde olumlu etkiler de göstermektedir.

 Hastalık Süresinde Protein ve Kalsiyum İçerikli Beslenme Şekli Önemli

 Lenfoma hastalarının beslenme şekillerinde dikkat etmeleri gereken en önemli husus protein ve kalsiyum içerikli beslenme şeklidir. Dolayısıyla da lenfoma hastaları ne yemeli? sorusunun ilk cevabı; et, balık, yumurta ve tavuk gibi et ürünlerine ek olarak kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi protein zengini besinler bol bol tüketmek olmaktadır. Ayrıca et ve tavuk gibi besinler kızartma yerine fırında, haşlama ya da ızgara şeklinde hazırlanmalıdır. Süt, yoğurt ve peynir gibi besinler de kalsiyum açısından büyük önem taşımaktadır. Süt, yoğurt ve peynir tüketimi yaparken lenfoma hastaları yağ oranı az ve kaymaksız süt, yoğurt ve peynir tüketmeye özen göstermelidir.

Sebze ve Meyveler İle C Vitamini Alınmalıdır

Lenfoma hastalarının iyileşme ve tedavi sürecinde ihtiyaç duyduğu bir diğer besin değeri ise C vitamin olmaktadır. Bu yönden sebze ve meyvelerin yoğun olduğu bir beslenme şekli oldukça önem arz etmektedir. Yoğun bir şekilde A ve C vitamini barındıran yeşil yapraklı sebzeler başta olmak üzere tüm meyve ve sebzeler düzenli olarak mutlaka tüketilmelidir. Hem sebzeler hem de meyveler büyük oranda vitamin ve mineral içermektedir. Vücuda alınan bu vitamin ve mineraller vücudun bağışıklık sistemini güçlendirirken aynı zamanda sebze ve meyvelerin posaları da sindirim sisteminin daha düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda lenfoma hastalığının tedavi sürecinde lenfoma hastaları ne yemeli? sorusunun cevabı mutlaka bilinmelidir.

 

Lenfoma Grade 2

Lenfoma Grade 2

Lenfoma grade 2 diğer bir adıyla da lenfoma hastalığının 2. Evresi olarak da bilinmektedir. Birinci evreyi geçmiş olan kişiler bu evrede nitelendirilmektedir. Genel olarak lenfoma rahatsızlığı lenf hücrelerinin anormal bir şekilde hızlanması ve artması anlamına gelmektedir. Bu anormal artışların içerisinde ise lenfosid hücrelerinden daha uzun ömürlü yaşamları da bulunur. Lenfoma grade 2 yani lenfoma 2.evresinde olan kişi ve kişi grupları bazı tanı ve teşhislerin uygulanmasıyla birlikte hemen tedavi altına alınmaktadır. Tedavi yöntemlerin hastalığın durumuna göre ve evrelerine göre kendi içerisinde değişiklikler göstermektedir. Ama genel olarak ilaç tedavisi ve kemoterapi tedavisi uygulanmaktadır. Bununla beraber birbirinden çok farklı tedavi yöntemleri geliştirilmiştir.

Lenfoma Grade 2 yani diğer bir adıyla da Lenfoma 2.evresinde özellikle de lenf düğümlerinde meydana gelen büyümeler göze çarpmaktadır. Lenfomada hücreler hızlı bir şekilde çoğalıyorlardır. Lenfoma 2.evresinde karın alt ya da üst bölgelerinde birden fazla lenf düğümünde bu hastalığın belirtileri ve izleri görülmektedir.

Lenfoma 2.evresi bazı tanı grupları sayesinde tanı yapılmaktadır. Lenfoma 2.evresinde özellikle muayene oldukça önem arz etmektedir. Doktorlar koltuk altı, göğüs ve kasık muayenesi yapmaktadırlar. Diğer bir yandan da lenf dokusundan alınan parça ile yapılan muayene sonucu da bu hastalığın ve evresinin belirlenmesi konusunda büyük bir önem arz etmektedir.

Lenfoma Grade 2 Belirtileri

Lenfoma grade 2 belirtileri içerisinde bazı noktalar bulunmaktadır. Bu belirtilere tamamıyla sahip olan bir hasta lenfoma hastalığına yakalanmamışta olabilir. Bu yüzden lenfoma rahatsızlığını bütünüyle sadece belirtilere bırakmak yanlış olur. Ama kişilerin bu belirtilere sahip olması durumunda kesinlikle bir doktora görünmeleri ve gerekli testleri yapmaları gerekmektedir.

Lenfoma 2.evresinde olan bir kişinin lenf bezlerinde sürekli meydana gelen bir büyüme olabilir. Bu büyümeler sistematik bir şekilde olabilmektedir. Sistematik bir şekilde meydana gelen bu büyümelerin yanı sıra bu büyümeler geçmemekte ise belirtilerden şüphelenmeye başlayabilirsiniz. Aynı zamanda da ani ve hızlı bir şekilde verilen kilo, gece boyunca terleme yaşanması da lenfoma rahatsızlığının belirtileri arasında olabileceğini unutmayıp doktorunuza başvurunuz.

Lenfoma Grade 1

Lenfoma Grade 1

Lenfoma grade 1 olarak da bilinen Lenfoma hastalığın 1.evresi olarak da bilinmektedir. Lenfoma hastalığı lenfosit olarak bilinen iri çekirdekli kan hücrelerinin meydana getirdiği bir kan hücre rahatsızlığıdır.

Kanser oluşumu genel olarak normal hücrelerin bir anda hızlı bir şekilde artması olarak adlandırılmaktadır. Lenfoma lenf dokusunun hızlı bir şekilde artması anlamına gelmektedir. Kötü huylu olan lenfoid hücrelerinin hızlı bir şekilde artması anlamına da gelmektedir. Lenfoid hücreleri kötü huylu olmak üzere bazı organlar içerisinde gittikçe artış meydana gelmektedir. Lenfositler, lenf düğümü, dalak, kemik iliği, kan ile başka organlar içerisinde bir artış meydana gelmektedir. Bu organlar içerisinde lenfoid hücreleri oldukça fazla miktarda artmaktadır.

Lenfoma hücreleri genel olarak karın alt ve üst zarının olduğu yerlerde meydana gelmektedir. Lenfoma  Grade 1 evresi içerisinde A, B, E olmak üzere 3 evre içerisinde ayrılmaktadır. Lenfoma A evresi içerisinde sistematik semptonların bulunmaması olmaktadır. Lenfoma A evresi ise diğer evrelere göre daha iyi kontrol edilebilir olmaktadır. Bu evrelerin belirlenmesinin diğer bir artı kısmı ise hastalığın tedavi yönteminin nasıl belirleneceğidir.

Lenfoma 1.evre içerisinde sistematik semptonların bulunması halinde ise B evresi olduğu belirlenmektedir. Eğer bu hastalığın bir diğer organa yayılması ise Lenfoma 1.evre hastalığının E evresinde olduğu anlamına gelmektedir.

Sistametik semptonlar olarak belirtilen, düzenli ateş, geceleyin terleme, ve genel olarak kişi içerisinde kilo kaybı denmektedir.

Lenfoma Grade 1 Evresinde Dikkat Edilmesi Gerekilenler

Lenfoma Grade 1 evresinde özellikle ilaçlarla birlikte bazı noktalara hastaların ve hasta yakınlarının dikkat etmesi gerekmektedir. Hastanın olumlu bir bakış açısının olması gerekmektedir. Hastanın olumlu bir hayat sürmesi ve bu konuda da özellikle de yakınlarının çok dikkat etmesi gerekmektedir.

Lenfoma hastalığına sahip olan kişilerin moral açısından olumlu olması gerekmektedir. Tedavisinde kişiler hastalığına ne kadar uyum sağlarsa o kadar kendi açısından iyi olmaktadır. Yavaş seyirli lenfoma hastalığına sahip olan kişiler hiç tedavi olmasalar bile 15 20 yıl yaşayabilirler. Hızlı ilerleyen lenfoma hastalığında ise önemli olan konu ise tedavi şekli olmaktadır.

Lenfoma Çeşitleri

Lenfoma Çeşitleri

lenfoma çeşitleri diğer kanser çeşitlerinden farklıdır ve kadın, erkek ayrımı yapmadan hemen herkeste eşit şekilde ilerler. Kanser sürekli olarak aratmaktadır. Kanser çeşitlerine göre yaş ve cinsiyet ayrımı da yapar. Lenfoma kanseri çok fazla yaş ve cinsiyet ayırmaz. Bu bağlamda ise özellikle son dönemlerde lenfoma kanseri artmıştır. Lenfoma kanserinin birçok belirtisi vardır. En belirgin özelliği ise, uzun süreli devam eden grip, astıma yakın bir hastalı, kuru ve sürekli öksürük, en belirgin belirtisi ise bademciklerden sadece bir tanesinin şişmesi diğerinin normal durmasıdır. Bu belirtiler bir kişide varsa mutlaka uzaman doktor kontrollüne alınması gerekir. aksi takdirde önüne geçilemez büyük problemlere yol açacaktır.

Lenfoma Çeşitleri ve Çeşitlerine Göre Tedavi

Son yıllarda lenfoma hastalığı gibi bu hastalığın çeşitleri de artmıştır. Hastalık sık görülse de hastalıkta uygulanan tedaviler oldukça başarılıdır. Lenfoma çeşitleri ve yine hastalığın derecesine bağlı olarak, bazı ilaçlara ve ilik nakline yanıt vermektedir. Lenforma kanserinde kanserli hastaların yüzde doksanı tedaviye yanıt vermektedir. Bazı lenforma çeşitlerinde kök hücre tedavisi de görülür. Tedavi süresince kişiler yedikleri ve etikleri gıdalara dikkat edecekleri gibi gün içinde fazla yorulmamaya ve yine moral bozukluğu gibi etmenlerden kesinlikle uzak durulması gerekir. Aksi halde kanser hızla vücudun diğer organlarına atlayacaktır.

Lenfoma Çeşitlerine Göre Lenfoma Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Lefoma kanseri denince ilk akla gelen belirti, vücutta hissedilen belli büyüklükteki kitlelerdir. Lenfoma çeşitlerinde hastalığın en belirgin özelliklileri ve en belirgin özellikleri, kuru öksürük, geçmeyen grip ve astım hastalığı gibi belirtiler mevcuttur. Fakat sadece bu belirtilere dayanarak bu gibi her durumda lenfoma hastalığı denilmez. Bunun için mutlaka hekim kontrolünden geçmek gerekir. Lenfoma çeşitleri içinde en çok görülen lenf kanseridir. Bu hastalıkta kendini romatizmalı hastalıklara benzer. Bu durumda da hastalar genelde romatizma şikayetleri ile hastaneye başvurabilirler. Yapılan araştıralar sonunda lenfoma kanseri teşhisi elde edilebilir. Lenfoma bütün vücudu etkisi altına alabilir bu nedenle de hastalığa son derece dikkat edilmeli bulgular sonrasında hemen tedavi surecine başlanmalıdır.

 

Lenfoma birinci evre nedir?

Lenfoma birinci evre nedir?

 Lenf kanserinin günümüzde oldukça artması teknolojinin tıbbın ve bilimin son derece gelişmiş olması hastalığın can sıkıcı konumunun yanında Yine de bir umut olarak belirmektedir. Kadın ve erkeklerin eşit oranda etkilendi lenf kanseri halk ağzında kan kanseri veya lenfoma kendini farklı belirtilerle göstersede tam kan tahlilleri ve gerekli testler sonucu net olarak tanı konulabilir.

Lenfoma tedavisinde son yılların artar risklerine fazlalaşan risk faktörlerini ve hastalığın bireylerde görülme oranının sıkılaşmasına rağmen tarihsel süreçte bakıldığında oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Lenfoma ilaçlara ve ilik nakline yanıt veren bir kanser türüdür.

Birden fazla ürünün alt türlerinin bulunması sebebiyle %90 oranında tedaviye yanıt veren türlerinin bulunduğu bilinmektedir.

Kök hücre tedavileri ilik nakli ve inatçı lenfoma türlerinde akıllı ilaç olarak tabir edilen yalnızca kanser hücresini hedefleyen özel ilaçların bulunması yüz güldürücü gelişmelerdir.

Lenfomada  birinci evre

Lenfoma lenf bezlerini tutan bir tümördür  lenf vücudumuzun her yerinde bulunur.

Göğüs kafesimizde boynumuzda koltuk altımızda her yerimiz da bulunur.

Lenfomada birinci evre ise en az korkulması gereken evredir erken tanı olarak kabul edilir.

Bilezikler ile beraber tanının erken konması Tedavinin de daha çok sonuç vermesine sebep olur.

Lenfomada toplam 4 evre bulunur birinci ve 2. evreler ağır olmamakla ve başlangıç evreleri sayılmakla beraber üçüncü ve dördüncü eller alır evreler olarak kabul edilir.

Lenfomada 1. evresindeki hasta oldukça şanslıdır.

Tedaviye erkenden başlanması yüzde seksen %90 oranında iyi sonuçlarını alınmasını sağlar.

Lenfomanın evreleri alt tiplerine göre de şekil alır.

Örneğin T hücreli lenfoma ile B hücreli bir lenfomanın evreleri aynı değildir.

Lösemi tek bir nedene bağlı olmamakla beraber bir çok nedenin bir araya gelmesiyle oluşan bir kanser türüdür.

Löseminin tek bir nedeni yoktur ancak birçok etkenler sevmeyi tetikler.

Yediğimiz içtiğimiz giydiğimiz şeyler Soluduğumuz hava da bunlara dahildir.

Lösemide erken tanı ve teşhis hayat kurtarır   löseminin evrelerinde hastanın hayatta kalması ve uzun sürekli bir hayat yaşaması neredeyse imkansız hale gelirken erken tanı Ve tedaviye başlanması ile hastanın yaşam süresinin uzaması ciddi boyutlarda artar.

Kan kanseri tedavisi

Kan kanseri tedavisi

Bitkisel tedaviler hastalığın ilerlemesini durdurmak amacıyla uygulanabilir Ancak tek başına yeterli değildir.

Hastanın hastalığı hangi evrede ise Tedavinin ona göre seçelim uygulanması hayati önem arz etmektedir.

Kan kanserinin tedavisinde hastanın Psikolojik destek alması da çok önemlidir. Oldukça zor ve yıpratıcı olan hastalık ve aynı zamanda tedavi süreci hastanın moralman çökmesine sebep olabilir.

Bunu engellemek için bir uzman yardımı ve desteği almak çok önemlidir lenfomada tedavi Ve tedaviye yanıt vermesi hastanın kendi direncine bağlıdır.

kan kanseri tedavisi akut ve kronik olarak ve birçok alt bölümde incelenirler mevcut tümörün anormal Beyaz kan hücrelerinin yayılımı ve boyutlarına göre sınıflandırılırlar.

Akut lösemiler çocuklarda ortaya çıkarken kronik Lösemi daha çok yetişkinlerde ortaya çıkar.

Çocukluk döneminde Lösemi diğerlerinden daha fazla görülmektedir.

Löseminin nedeni tam olarak bilinmese de çevresel faktörler genetik etkenler büyük rol oynamaktadır.

Kan kanserinde hastaların kaybedilmelerinin en önemli sebepleri, aşırı zayıflık, mikrobik hastalıklar, kanama ve işgale bağlı organ yetmezlikleridir.

Remisyon İndüksiyon Tedavisi

Hastalığın başlangıcında uygulanan bir tedavidir. Bu dönem 4-8 haftalık bir tedavidir ve mutlaka hastanede yatırılarak yapılmalıdır. Sıklıkla vincristin ve daunorobisin, idarubisin damar yoluyla, kortizon ise ağız veya damar yoluyla kullanılır. Diğer ilaçlardan siklofosfamid, L-asparaginaz damardan veya kalçadan verilir.

Kök Hücre Transplantasyonu

Allojenik nakil yapılmasının amacı; daha fazla ALL hücresi öldürmek için kuvvetli dozlarda kemoterapi vermek ve hastaya, kalan ALL hücrelerine saldıracak olan donör immün hücrelerini vermektir.

Merkezi Sinir Sistemi Profilaksisi

ALL hücreleri genellikle “meninksler” olarak adlandırılan beyin ya da omurilik zarlarında toplanırlar. Tedavi edilmezlerse meninksler lösemi hücrelerini barındırabilir ve böylece bu bölgede yineleme görülür (meninjiyal lösemi). Remisyon indüksiyonunda kullanılan ilaçların çoğu beyin ve omuriliğe ulaşamazlar. Bu nedenden dolayı “merkezi sinir sistemi profilaksisi” olarak adlandırılan tedavi bu bölgelerde de uygulanır.

İdame Tedavisi

İdame tedavisi daha hafif kemoterapi protokollerinin genellikle 2-3 yıl verilmesinden oluşur. Bu tedavi için hastanın hastanede yatması gerekli değildir. İdame tedavisi için methotrexate, kortizon, merkaptopurin ve vinkristin, kullanılır.

 

 

Kan Kanserinde Kemoterapi

Kan Kanserinde Kemoterapi

Kemoterapi kanser hastalığının tedavisinde ana etmenlerden biridir ve önemli bir yer tutar. Kanser tanısı almış bireylerin kanser tipine göre ilaç ve tedavi edilmesinde kemoterapi denir. Kemoterapi damar yolu ile alınabilecek gibi ağızdan ilaç olarak da uygulanabilir. Kullanılan ilaçlar kanser ilaçları yani kimyasal ilaçlardır.

Hastanın tedavisinde cerrahi operasyonlar ve Radyoterapi de uygulanabilir.

Kemoterapi özel bir eğitim gerektirir etkili dozlarda fakat hasta yan etkilerden de koruyarak uygulanması gerekir Çünkü yan etkileri oldukça ağır olan bir tedavi şeklidir.

İlaçlar kan yoluyla vücuda dağılır ve kontrolsüz şekilde büyüyen tümör hücrelerinin çoğalmasını önlerler.

Kemoterapide ilaç seçimi nasıl yapılır?

Hastanın yaşı hastanın özellikleri varsa diğer hastalıkları mevcut bulunan tümörün cinsi yaygınlık durumu hastayı etkileme oranı düşünülerek kemoterapi ilaçlarının bozuk ayarlanır ve tedavi bu şekilde uygulanır.

Kemoterapi Onkoloji birimlerinde uygulanır daha çok damar yolu tercih edilse de oral yolla yani ağızdan ilaç vasıtası ile de alınabilir.

 

Kemoterapi verilme çeşitleri nelerdir?

Neo-Adjuvan Kemoterapi Tedavisi:  Tümörü sınırlı ve cerrahi olarak çıkarılması mümkün olan hastalarda, kitlenin küçültülüp ameliyatın kolaylaştırılması amacıyla verilir.

Adjuvan Kemoterapi Tedavisi: Hasta ameliyat olduktan sonra, tekrar oluşma riski değerlendirilerek lokal tekrarın önlenmesi veya hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla verilir.

Palyatif Kemoterapi Tedavisi: Yaygın hastalıkta tümörü geriletmek veya kontrol altında tutmak veya tümöre bağlı semptomların giderilmesi amacıyla verilir.

Kemoterapi oldukça komplike yan etkileri konusunda ağır ve Yine oldukça pahalı bir tedavi yöntemidir.

Bu yüzden dozunun hastalığı özelliklerinin ve uygulama şeklinin doğru bir şekilde tespit edilmesi Hayati bir önem taşır.

Kemoterapi esnasında hasta enfeksiyona daha açık bir hale gelir ve dış etkenlerden de korunması gerekir.

Kemoterapi sonrası 1-2 haftalık  dinlenme zamanı hastaya tanınır Ancak bu zaman dilimi buz atılırsa tümörün tekrar canlanması gerçekleşebilir.

Kemoterapiye bağlı Yan Etkiler 24 ile 48 saat içinde başlar ve 7 ile 10 gün içinde azalır veya kaybolur bazı Yan Etkiler olduğundan daha uzun sürebilir.

Bulantı ve kusma

İştahsızlık ve kilo kaybı

İshal

Kabızlık

Saç dökülmesi yan etkilerdendir.

Kanser Ameliyat Nasıl Yapılır?

Kanser ameliyat nasıl yapılır konusunda sizlere bilgi vermeye çalışacağız. Cerrahlar genellikle ameliyat sırasında vücudunuzu kesmek için küçük, ince bıçaklar, neşterler ve diğer keskin aletler kullanırlar. Cerrahi genellikle deri, kaslar ve bazen kemik yoluyla kesikler gerektirir. Ameliyattan sonra, bu kesim ağrılı olabilir ve iyileşmek için biraz zaman alabilir.

Kanser Ameliyat Nasıl Yapılır? Ayrıntıları

Anestezi ameliyat sırasında ağrı hissetmenizi önler. Anestezi, duygu ya da farkındalığı kaybetmenize neden olan ilaçlar ya da diğer maddeler anlamına gelir. Üç tip anestezi vardır:

  • Lokal anestezi, vücudun küçük bir bölgesinde duygu kaybına neden olur.
  • Bölgesel anestezi, vücudun bir kısmında kol veya bacak gibi duygu kaybına neden olur.
  • Genel anestezi duygu kaybına ve çok derin bir uyku gibi görünen tam bir bilinç kaybına neden olur. Kanser ameliyat nasıl yapılır konusunda bu anlamda bilgi sahibi olmak önemlidir.

Kanser Ameliyat Nasıl Yapılır? Türleri

Cerrahiler ile kesikler içermeyen ameliyat yapmak için başka yollar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Kriyocerrahi
    Kriyocerrahi, anormal dokuları yok etmek için sıvı azot veya argon gazı tarafından üretilen aşırı soğuk algınlığının kullanıldığı bir tedavi türüdür. Kriyocerrahi erken evre cilt kanseri, retinoblastoma ve deri ve serviks üzerindeki prekanser büyümeleri tedavi etmek için kullanılabilir . Kriyocerrahi de kriyoterapi denir.Daha fazla bilgi için Kanser Tedavisinde Kriyocerrahiye bakınız .
  • Lazerler
    Bu, güçlü ışık demetlerinin dokuları kesmek için kullanıldığı bir tedavi türüdür. Lazerler, küçük alanlarda çok hassas bir şekilde odaklanabilir, böylece hassas ameliyatlar için kullanılabilirler. Lazerler, kansere dönüşebilen tümörleri veya büyümeleri küçültmek veya yok etmek için de kullanılabilir.Lazerler çoğunlukla tümörleri vücudun yüzeyinde veya iç organların iç astarında tedavi etmek için kullanılır . Örnekler bazal hücre karsinomu, kansere dönüşebilen servikal değişiklikler ve servikal, vajinal, özofageal ve küçük hücreli olmayan akciğer kanserini içerir.Daha fazla bilgi için, Kanser Tedavisinde Lazerler konusuna bakın .
  • Hyperthermia
    Hyperthermia, küçük vücut bölgelerinin yüksek sıcaklıklara maruz kaldığı bir tedavi türüdür. Yüksek ısı kanser hücrelerine zarar verebilir ve öldürebilir veya radyasyona ve bazı kemoterapi ilaçlarına karşı daha hassas olabilir. Radyofrekans ablasyonu, ısı üretmek için yüksek enerjili radyo dalgaları kullanan bir tür hipertermidir. Hipertermi yaygın değildir ve klinik çalışmalarda incelenmektedir.
  • Fotodinamik Terapi
    Fotodinamik terapi, belirli bir ışık türüne tepki veren ilaçları kullanan bir tedavi türüdür. Tümör bu ışığa maruz kaldığında, bu ilaçlar aktif hale gelir ve yakındaki kanser hücrelerini öldürür. Fotodinamik tedavi,  cilt r ya da  mikozis fungoides ve küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin neden olduğu semptomları tedavi etmek ya da tedavi etmek için kullanılır . Kanser ameliyat nasıl yapılır konusunda daha detaylı şekilde bilgi sahibi olabilirsiniz.

Yumuşak Doku Kanseri

Yumuşak Doku Kanseri

Yumuşak doku kanserinin diğer adı olan Sarkoma kelimesi, Yunanca’da etin büyümesi anlamına gelmektedşr. Yumuşak dokular vücudumuzdaki diğer yapıları birbirine bağlayan ve çevreleyen yapılar olarak bilinmektedir. Özellikle kemiklerde, adalelerde, kirişlerde ve kıkırdak dokularda bulunmaktadır. Organ olarak bakarsak da akciğer, karın, kalp gibi organların etrafında yumuşak dokular yer almaktadır.

Yumuşak doku kanseri çok yaygın bir kanser türü değildir. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülen yumuşak doku kanseri, çocuklarda da oldukça nadir görülmektedir. Yumuşak doku kanseri tedavisi genel olarak diğer kanserlerin tedavilerine benzemektedir. Kanserin boyutuna göre ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi yöntemleri tedavide kullanılmaktadır.

Yumuşak Doku Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Yumuşak doku kanserinin en genel belirtilerinden biri kemiklerin zayıflaması hatta kırılmasıdır. Kemiklerin zayıflaması pek çok hastalığın habercisi olabileceği için elbette bu durum tek başına belirti olarak görülmemektedir. Ek olarak eklem şişmeleri, yorgunluk, ateş, ani kilo kaybı ve anemi gibi belirtiler de bulunmaktadır. Saydığımız belirtilerden bazılarını yaşamanız durumunda doktora giderek güzelce muayene olmanız gerekmektedir. Yoksa bu belirtilere bakarak teşhis koymak oldukça mantıksız olacaktır.

Yumuşak doku kanseri belirtileri üstteki gibi olsa da hastalığın ilk başlarında genellikle herhangi bir belirti olmamaktadır. Bu nedenle bir süre ilerledikten sonra belirtiler de ortaya çıkar ve hastanın fark etme süreci başlamış olur. Genellikle kanserden dolayı dokular şişmeye başlar ve tümör oluşumu gözlenir. Eğer ilk şişkinlik fark edilmezse, büyüme devam eder ve damarlara baskı yapar. Bunun üzerine ağrılar başlayacağı için hasta için oldukça zor bir süreç olur.

Yumuşak Doku Kanseri Nerelerde Olur?

Yumuşak dokuların bulunduğu doku ve organlardan söz etmiştik. En yaygın olarak kemiklerde yumuşak doku kanserinin görüldüğünü söyleyebiliriz. Genellikle yeni gelişen kemik dokularında meydana gelen yumuşak doku kanseri, kemik iliğinde ya da kıkırdakta da meydana gelebilmektedir. Kemiklerden sonra ise yaygın olarak kaslarda görülebilmektedir. Hem iskelet hem de düz kaslarda görülebilen yumuşak doku kanseri, en çok iskelet kaslarda görülmektedir.

Bu bölgeler haricinde kan damarları, lenf kanalları, sinoviyal dokular, sinirler, yağlar, lifli dokular ve mezotelyum dokularda görülebilmektedir. Kısacası yumuşak doku kanseri türlerinin sayısının oldukça fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Kanser Nasıl Oluşur?

Kanser Nasıl Oluşur?

Vücudumuzdaki tüm organlar ve dokular, hücrelerden oluşmaktadır. Sağlıklı hücreler belli bir sayıya kadar üreyerek çoğalırlar. Her hücrenin ise belli bir ömrü bulunmaktadır ve bu ömür dolduğu zaman kendilerini yok ederler. Kanser hücreleri ise düzensiz bir şekilde çoğalırlar ve sayıları normalin çok üstünde olmaktadır. Bu kanser hücrelerinin sayısı çok fazla olduğu için de birikerek tümör haline gelirler. Tümörlerden kopan kanser hücreleri ise kan dolaşımına katılarak diğer organlara da geçer. Bu durum kanserin diğer organlara yayılmasına neden olur. Kanser nasıl oluşur sorusuna genel olarak bu şekilde yanıt verebiliriz.

Normal yani sağlıklı vücut hücreleri 2 şekilde kanser hücrelerine dönüşmektedir. İlk durum önlenemez sebeplerden kaynaklanır. Bunlar genetik faktörler ve yaşın ilerlemesi gibi durumlardır. İkinci durum ise çevreden kaynaklanan ve önlenebilen sebeplerden kaynaklanmaktadır. Bunlar ise radyasyona maruz kalmak, sigara ve alkol kullanımı, çok sık güneşte kalmak, obezite, bazı hormonlar, kanser yapıcı kimyasallar, düzensiz beslenme ve spor yapmamaktır.

Kanser Nasıl Önlenir?

Az önce de bahsettiğimiz gibi aslında kanseri önlemek oldukça kolaydır. İkinci grup yani önlenebilir kanserlerden korunmak için uygulanabilecek pek çok şey vardır. Kanseri önleme yollarından ilki ve en önemlisi sigarayı bırakmaktır. Sigaranın içerisinde 100’e yakın zehirli kimyasal bulunmaktadır ve bunlar kansere neden olmaktadır. Bu nedenle eğer sigara bağımlısı olduğunuzu düşünüyor ve sigarayı bir türlü bırakamıyorsanız mutlaka sağlık merkezlerinden yardım alarak sigarayı bırakmalısınız. Sigara kadar zararlı olan diğer durum ise alkoldür. Eğer çok fazla alkol tüketiyorsanız bunu mutlaka azaltmalısınız. Yalnızca özel zamanlarda az miktarda olmak şartıyla alkol almak size büyük zarar vermez ancak bunu alışkanlık haline getirirseniz sonuçları sizin için oldukça kötü olacaktır.

Bunların haricinde düzenli spor yapmak ve düzenli beslenmek de organlarınızın düzgün çalışmasını sağlayacağı için kansere yakalanma riskinizi en aza indirmiş olursunuz. Mutlaka vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm besinleri yeterli miktarda almalı ve mümkün olduğu kadar sağlıklı beslenmelisiniz. Kanseri önlemenin en iyi yolu kesinlikle bunlardır. Saydıklarımızın haricinde güneşe çıkarken güneş kremi kullanmak ve stresten uzak durmak da kanserden korunmanız için oldukça faydalı olacaktır.