Böbrek Nakli Olanlar Özürlü Maaşı Alabilir Mi

Böbrek nakli olanların özür oranları yönetmelikle yüzde 70’e çıkarılmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu “Özür oranınız yüzde 60’tan az” diyerek malullük aylığı taleplerini reddediyor. Sosyal güvenlik Kurumu’nun ret cevabından sonra dava açmış olanlar, biriken malullük aylığını toplu olarak alabilirler.

16.7.2006 tarihli ve 26230 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre, diyaliz tedavisi gören böbrek hastalarının özür oranı yüzde 90 iken, böbrek nakli olanların oranı yüzde 40 olarak uygulanıyordu.

16 Aralık 2010 günü Resmi Gazete’de yayınlanan yeni yönetmelik ise 2006 yılında çıkarılan yönetmeliği tamamen ortadan kaldırdı. Özür oranları değişti. Yayınlandığı 16 Aralık 2010 günü yürürlüğe giren yeni yönetmelik gereğince, artık böbrek nakli olanların oranı yüzde 40’tan yüzde 70’e çıkartıldı.

Yapılan bu değişiklikten sonra malulen emekli edildikten sonra böbrek nakli olanların SSK ve Bağ-Kur’luların malullük maaşları kesilmeyecek.

Böbrek nakli olanların (transplantasyon) özür oranları yüzde 40 değil, yüzde 70 olarak hesaplanmaktadır. SGK’ tan malulen emekli olmak için ise yüzde 60 oranı artık yeterli olmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu bu yönetmeliği tanımam diyor. Sosyal Güvenlik Kurumu ilgili kişilere gönderdiği yazılarda durumu şöyle açıklamaktadır. “Böbrek nakli olan diyaliz hastalarının, böbrek nakli söz konusu olduğunda, 16.12.2010 tarihli ve 27787 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin Ek-2 özür oranları cetveline göre, nakil sonrası verilecek olan işgücü kaybı oranlarının % 40’tan, % 70’e çıkartılmıştır. Bu yeni gelişmeyle organ nakli yapılan(transplantasyon) kişilerin de 5510 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinde çalışma gücünün en az yüzde 60’ını kaybettiği Kurum sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı malul sayılır” şartının artık nakilli kişiler için de geçerli olduğu anlamına geldiği, bu sebep ile böbrek nakli olanların maluliyetleri sonlandırılanlara, maluliyetlerinin devamı hususu istenmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu “Biz bu yönetmeliğe göre özür durumu tespiti yapmıyoruz, bizim baktığımız yönetmelik,11.10.2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğidir” demektedir.

Böbrek Satmak İsteyenler Ne Yapmalı

Genel olarak bu duruma televizyon dizilerinde veya sinemalarda çok rastlanır. İnsanlar bir anda gaza gelir, ya da maddi sıkıntı içerisine düşer, eline yüksek para geçeceği düşüncesi ile böbrek satma derdine düşer.

İnternete “satılık böbrek” yazdığınızda ilk karşınıza çıkan sitelerden biri“satılık böbrek var.” İlan verenlerin hemen hepsi yaş, kan grubu, böbrekler için kaç para istedikleri gibi şeyleri açık olarak yazıyorlar. Adeta bir daire ya da araba satar gibi “sağlıklıyım”,ya da “hiçbir sağlık sorunum yok” gibi. Böbrek ilanlarında fiyatlar ise 50 bin ile 500 bin arasında değişiyor.

2010 yılından 2015’e kadar ilanlara bakıp doğru olup olmadığını kontrol etmek için rastgele telefon numaralarını aradığınızda ilan sahiplerinin büyük çoğunluğunun gerçek olduğu ortaya çıkıyor. Telefon konuşmalarında ilanda sadece yaşını ve kan grubunu belirten 19 yaşındaki genç bir kadın ilk önce nerede oturduğumuzu soruyor. İstanbul’dan aradığımızı söyleyince, kendisinin de İstanbul’da oturduğunu söylüyor. Genç kadın 250-300 bin lira arasında bir fiyat düşündüğünü söyleyince, mecburiyetten bu duruma başvurduğumuzu ve o kadar para veremeyeceğimizi söyledik. Genç kadının cevabı son derece çarpıcı;”Ben de hayatımın yarısını veriyorum.” Kadın maddi sıkıntılar dolayısıyla böbreğini satmak istediğini belirtiyor.

Ankara Barosu Sağlık Kurulu Başkanı Berna Özpınar, internet üzerinden gerçekleştirilen böbrek satmak isteyenler olduğunu, bu durumun yasa dışı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:” Bir kişinin rızası olsa dahi bir organın menfaat karşılığı satılması suç olarak tanımlanmıştır. Bir komisyon kararı olmadan durum tıbben uygun olsa da operasyon hukuka uygun değil. Mevzuata göre bir kimse sadece insani amaçlarla organını verebilir. Suçun örgütlü hali için 8-15 yıl ceza öngörülmüştür.”

Böbrek satmak isteyenler şunu düşünmez mi? sonuçta böbrek satmak kan vermek değildir. Hayati bir organdır. Yakınınız olur yardımcı olmak için verirsiniz, ama para için nasıl olurda böyle bir organ verilir.

Böbrek satmak isteyenler var mı sorulacak olursa, evet var ve tamamen karaborsa bir sektör haline gelmiş durumda olup hiçbir şekilde de yasal değildir.

Böbrek satmak isteyenler iyi düşünsünler. Bu durum hem insani değil, hem yasal değil çok ağır cezası vardır, hem de sağlıklarını kaybederler. Başlarına kötü şeyler gelebilir.

Böbrek Naklinden Sonra Protein Kaçağı

Böbrek naklinden sonra kişilerin uzun, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürmesi, yapılması gereken kontrollerine özen göstermesi, doktoru tarafından verilen ilaçları kullanması, sağlık ile ilgili kurallara uyması, bol miktarda sıvı tüketimine dikkat etmesi ve sağlıklı beslenme kurallarına uyması gereklidir.

Böbrek naklinden sonra yaşama dönen her hasta için doktoru tarafından belirli bir takvim ve program oluşturulur. Bu programda beslenme, kullanılan ve kullanılacak olan ilaçlar, nelere dikkat edileceği, yaşam düzeyinin yükselmesi, cinsel yaşam ve diğer gerekli bütün unsurlar yer alır. Bu program dâhilinde gereken her kurala en ince detayına kadar uymak gerekir.

Böbrek naklinden sonra bir yıllık iyileşme süresi çok önemlidir. Bu süre en doğru ve en kaliteli şekilde aşılması gerekir. İyileşme süresinde devamlı bir şekilde kan ve idrar testlerinin yapılması gerekir. Bu testlerde özellikle kreatinin değerine ve böbreklerin vücut ile uyumuna dikkat edilir. Böbrek naklinden sonra protein kaçağı durumu kontrol edilir.

BÖBREKLERDE PROTEİN KAÇAĞI NEDİR?

Böbrek naklinden sonra protein kaçağı kontrol etmek gereklidir. Protein böbrekte negatif olması gereken bir değerdir. Normal bir böbrekte kalitatif olarak protein miktarı negatif olmalıdır. Şayet pozitif çıkarsa protein kaçağı olduğu ortaya çıkar. Bu duruma tıp dilinde proteinüri denir. Ancak 24 saatlik idrarda 1-14 mg/dl arasında protein çıkması normal kabul edilmektedir. Bu değer üzerindeki durum patolojik olarak kabul edilir. Protein değerine sabah yapılan ilk idrarda bakılmalıdır. Normal bir kimsenin idrarda çıkardığı proteinin 10-15 mg’ı albümindir, bunun üzeri ise değişik plazma proteini ve renal hücrelerden köken alan glikoproteinlerdir. Eksersiz, ateşli hastalıklar veya ağır dehidratasyon böbrek hastalığı olmadan böbreklerde protein kaçağına sebep olabilir.

Özellikle geceleri sık olarak idrara çıkma, koyu renk veya sarı olması, kokulu ya da kanamalı olması böbreklerde protein kaçağının önemli belirtileri arasındadır. Yüksek kan basıncı, nefes darlığı, kemik ağrıları, idrarda protein çıkması, ağız kuruluğu, iştahsızlık, bulantı, konsantrasyon azlığı, uyuma hali, kanda kreatinin üre isimli maddelerin normal değerler üzerinde olması belirtisi ve bulgular oluşursa bu hastalıktan şüphelenilir. Özellikle de köpüklü idrar protein kaçağının belirtisidir. Bu şikâyetlerin bir tanesi ya da birkaç tanesi olduğunda vakit geçirmeden doktora başvurulmalıdır.

Böbrek Naklinden Sonra Cinsel Yaşam

Böbrek naklinden sonra cinsel arzu ve cinsel güçte, hem erkek hem de kadın hastaların çoğunlukla diyalize girdiklere döneme göre artış olduğu tespit edilmiştir.

Böbrek nakli ile vücuttaki hormonlar düzene girer. Hemodiyalizde iken adet görmeyen kadın hastalar adet görmeye başlarlar. Aynı şekilde erkek hastaların da diyaliz durumuna göre cinsel güçlerinde belirli bir artış görülür. Fakat bazı hastaların yine de ilaçlara ve başka hastalıklara bağlı olarak (şeker hastalığı gibi) cinsel güçte azalma durumu ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda da çocuk sahibi olmamak gibi bir problem olarak ortaya çıkar.

Erkek hastalarda ortaya çıktığı zaman çok rahatsız edici olan bu durum (güç azalması) tedavi edilebilen bir durumdur. Bu şekilde şikâyeti olan hastalar doktorlarına bunu danıştıkları zaman gerekli incelemelerden sonra, bu durumdan kurtulmaları mümkün olmaktadır.

Böbrek naklinden sonra cinsel yaşamda karşılaşılan problemler, her insanın karşılaşabileceği bir sorundur. Doktor ile görüşme sağlanarak bu tip problemlerin çözülmesi her zaman mümkündür. Doktora eş ile birlikte gidip bu problemin çözümü için birlikte yardım istenebilir.

Böbrek naklinden sonra cinsel yaşamda kadınlar içinde sorunlar olabilir. Nakil yapıldıktan sonra adet bozuklukları, az ya da çok adet görme, adet düzensizliği gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu durumun tedavisi için kadın doğum doktorları ile temas sağlanarak tedavi olmak mümkündür.

Böbrek naklinden sonra cinsel ilişki ilk altı haftada yapılmamalıdır. Bundan sonra doktorla konuşarak cinsel ilişki olabilir. Eşlerden birinde akıntılı bir rahatsızlık varsa mutlaka tedbir alınmalı ve tedavi için doktora başvurmalıdır.

Önemli bir problem de böbrek naklinden sonra tekrar normale dönen yumurtalık fonksiyonu sebebi ile istemeden hamile kalınmasıdır. Doğum kontrol hapları kullanmak yasak değildir fakat kalp, damar sisteminde problemlere sebep olabilir ve yüksek tansiyonlu hastalar için bu tip ilaçlar uygun değildir.

Böbrek naklinden sonra isterlerse erkek ve kadın hastalar çocuk sahibi olabilirler. Yalnız kadın hastaların böbrek naklinin üzerinden iki yıl geçmeden hamile kalmaları uygun görülmemektedir. Hamile kalmadan önce doktora danışmak gerekir. Eğer ki hamile kalmak yeni böbrek için yük getirecekse hamile kalmaktan kaçınmalıdır. Hamilelik döneminde yakın takip zorunludur.

Böbrek Nakli Sonrası Grip

Böbrek nakli sonrası dikkat edilmesi gereken en önemli konu enfeksiyondur. Bu enfeksiyonlar nakilden birkaç ay sonra olabileceği gibi, birkaç yıl sonra da olabilir. Onun için çok dikkatli olmak gerekir.

Ateşin 37,5 derecede olduğu, halsizlik, burun akıntısı ve hapşırma ile seyreden üst solunum yolları enfeksiyonu tüm insanlarda olduğu gibi nakil olanlarda da sık olarak gözlenir. Bu durumda yapılması gereken en iyi şey kendini iyi hissedene kadar evde istirahat etmektir. Böbrek nakli sonrası grip olmamaya özen gösterilmelidir.

Ateş 38 derece üzerine çıktığında ise, önemli bir bakteriyel enfeksiyon olabilir. Bu durumda vakit geçirmeden hastaneye gidilmelidir. Titreme, baş ağrısı, kaslarda ağrı, aşırı halsizlik, yorgunluk, öksürük, balgam çıkartma, nefes darlığı, bulantı, kusma, ishal, idrar yaparken yanma, idrarda renk değişikliği ve miktarında azalma gibi sıkıntılar olursa mutlaka ameliyatı gerçekleştiren hastane ile temasa geçilmelidir.

Böbrek nakli sonrası grip geçirdikleri dönemde insanlarla temastan kaçınılmalıdır. Böbrek naklinden sonra, iki ay kadar halka açık yerlerden uzak durulmalıdır. Çiçek ve bahçe işlerinde ise koruyucu önlem alınmalıdır. Eller çok yıkanmalı, hayvanlarla temastan kaçınılmalı ve yiyeceklerin temizliğine özen gösterilmelidir.

Böbrek naklinden sonra, grip olmamaya itina göstermek gerekir. Nezle ve gribin belirtileri hemen aynı olmakla beraber, nezle ayakta atlatma imkânı var iken, gribin daha ağır geçtiğini söylemek mümkündür. Nezle kendini hapşırık, burun akıntısı ve hafif halsizlikle gösterir. Hastalık ayakta atlatılır ve iş gücü kaybı söz konusu değildir. Gripte ise ateş, hapşırık, burun akıntısı, öksürük ve çok ciddi bir halsizlik söz konusudur. Hastanın mutlaka istirahat etmesi gerekir.

Böbrek nakli sonrası gripten korunmak için bağışıklık sistemini güçlü tutmak lazımdır. Aslında bizler her gün nezle ya da grip yapan virüslerle karşılaşırız. Ancak bağışıklık sistemi güçlü olduğu zaman bu virüsler insanı hasta etmez.

Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için bol şekilde C vitamini portakal, mandalina ve nar gibi mevsim meyvelerini tüketmek gerekir. Nar meyvesi antioksidan bakımından çok yüksek olması nedeni ile çok faydalı olacaktır.

Ayrıca soğuktan korunmak, hasta kişilerden uzak durmak, bolca elleri yıkamak ve toplu yaşam alanlarından uzak durmak grip ve nezle olmayı engeller.

Böbrek Vericisinin Dikkat Etmesi Gerekenler

Böbrek nakillerinde dünyanın kabul ettiği bazı uygulamalar ve incelemeler vardır. Bu kriterler sağlanırsa böbrek nakli yapılabilmektedir.

1-Kan grubu uyumu:

Böbrek vericisinin ve hastanın, kan gruplarının değerlendirilmesinde, kan nakli için konulmuş olan kurallar geçerlidir. Hasta ile verici aynı kan grubundan ise nakil yapılır. Bunun dışında 0 kan grubundan olanlar genel verici, AB kan grubundan olanlar ise genel alıcılardır. RH uyumu nakilde bir önem taşımaz. Kan grubu uygun olursa hasta ve verici de yapılacak diğer tetkiklere başlanır.

2-Doku grubu uyumu:

Doku grubu ne kadar uyum sağlarsa transplante edilen organın yaşam süresinin o kadar uzun olması beklenir. Kadavra ve akraba vericilerden yapılan nakillerde doku uyumuna çok dikkat edilir.

3-Cross-match testi:

Hasta ve böbrek vericisinin arasında yapılan cross-match testinin negatif olması gerekir. Bu test pozitif olması durumunda nakil işlemi yapılamaz.

4-Panel reaktif antikorlar:

PRA kan transfüzyonu, hamilelik ve daha önceki nakillerden kaynaklanabilir. Bu anti-HLA antikorların nakil öncesi muhakkak tespit olması lazımdır. PRA çok yüksek olması halinde ise bu antikorların düşürülmesi için tedavi uygulanır.

ORGAN BAĞIŞINDAN ÖNCE VERİCİLERDE YAPILAN İNCELEMELER

1- Fizik muayene:

Böbrek vericisinin sadece böbrekleri değil, bütün organ ve sistemler ayrıntılı olarak gözden geçirilir. Bu muayene esnasında herhangi bir hastalık tespit edilirse mümkün ise tedavi edilir ve ondan sonra organ bağışlaması gündeme gelir.

2- İdrar incelemesi ve böbrek fonksiyon testleri:

Böbrek vericisinin, böbreklerinin sağlam olduğundan emin olmak için, başvurunun ilk günlerinde pek çok kez idrar incelemeleri ve böbrek testleri yapılır. Böbreklerde görevini yapmakta bir sorun olursa, vericinin sağlığını tehlikeye atmamak için organ bağışından vazgeçmesi önerilir.

3- Kan incelemeleri:

Yapılacak çeşitli kan tahlillerinin normal olması, sağlıklı olunduğu organ bağışında bulunabileceği ve bu sebeple ileride daha az sorun olacağı durumunu açıklaması açısından önemlidir.

4- Bulaşıcı bir hastalığınız var ise, bu hastalığa sebep olan mikroplar, böbrek nakli sırasında alıcıya geçer ve ameliyat sonrasında soruna yol açar. Bu sebeple idrar ve boğaz kültürleri ile birlikte değişik kan tahlilleri de yapılır ve bulaşıcı bir hastalık olmadığından emin olunur. Bu şekilde bir hastalık tespit edildiğinde, tedaviye başlanır ve tekrar sağlık kazanıldığında organ bağışı kabul edilir.

Böbrek Nakli Sonrası Kreatinin Yükselmesi

Böbrek nakli sonrası alıcılar, sağlıklı ve uzun yaşamak için yapılması gerekli olan kontrollere özen göstermeli, ilaçlarını düzenli kullanmalı, bol su içmeli ve genel sağlık kurallarına uyacak şekilde bir hayat tarzını benimsemeliler.

Böbrek nakli olan hastalara verilen takip formu hastalara yardımcı olacaktır. Nakil olan hastalar özellikle ilk yıl her şeye çok dikkat etmelidir. Çünkü bir yıl sorunların en fazla olduğu bir dönemdir. Bundan sonra alıcılar sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Hastalar bir yıl içinde düzenli kan vererek, böbrek nakli sonrası kreatinin yükselmesinin ne seviyede olduğunun takip edilmesini sağlar ve ilaçların doz ayarlaması yapılır. Hastanın durumu da yapılan kontrollerde sıklığını belirlemeye yardımcı olacaktır.

Böbrek nakli olan kimseler bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlarla, antibiyotik ilaç kullanırlar. İhtiyaç olduğu durum da tansiyon ilaçları ve kolesterol ilaçları da kullanılabilir. Böbrek sağlığı konusunda bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanımı önemlidir. Hastaların nasıl kullanması konusunda bir çizelge hazırlanır, buna uygun şekilde ilaçlar zamanında ve verilen dozlarda kullanılır.

BÖBREK NAKLİ SONRASI ENFEKSİYON OLUŞMASI

Böbrek nakli sonrası hastalarda enfeksiyon olması riski her zaman vardır. Böyle bir durumda hemen doktora gitmelidir. Nakil olan hastalarda birkaç ayda ya da yıllarda enfeksiyon olabilir. Ateşin 37,5 derecenin üzerinde olması, halsizlik, üst solunum yolları enfeksiyonu gibi durumlarda dinlenme uygun görülür. Fakat uzun süren ishal, idrarda yanma, kusma, bulantı ve titreme gibi durumlarda vakit geçirmeden doktora gidilmelidir.

BÖBREK NAKLİ SONRASI ORGAN REDDİ

Böbrek nakli olan kimselerde nadiren de olsa organ reddi olabilir. Hastalardan alınan kan örneğiyle yapılan tetkiklerde böbrek nakli sonrası kreatinin yükselirse, erken aşamada organ reddi teşhisi konabilir. Bundan dolayı iyi takip edilirse, düzelme imkânı vardır. Hastaların kontrolleri aksatmaması lazımdır. Bunun haricinde başka belirtilerin olması halinde doktora gidilmesi gerekir.

  • Greft bölgesinde ağrı, şişlik ve hassasiyet olursa
  • Ateş ve kan basıncında yükselme olursa
  • Hızlı kilo alma, ödem ve sıvı birikimi olursa
  • Böbrek nakli sonrası kreatinin yükselmesi ve üre yükselmesi olursa
  • Bulantı, kusma, genel vücut ağrısı, iştahsızlık, halsizlik gibi şikâyetlerin artması durumunda mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Böbrek Nakli Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Böbrek nakli alıcılarının sağlıklı ve uzun bir ömür sürmesi için yapılacak kontrollere özen göstermesi, düzenli olarak ilaçlarını kullanması, bol su içerek ve genel sağlık kurallarına uyacak bir yaşam tarzı benimsemesi gereklidir.

Böbrek nakli sonrası nelere dikkat edilmesi gerekenler konusunda hastalara verilen takip programı bu konuda yardımcı olacaktır. Böbrek nakli olan kimseler ilk bir yılda her şeye dikkat etmelidir. Bu dönem en önemli süreçtir. Bu dönemden sonra alıcılar sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. Hastalar bir yıl içerisinde düzenli bir şekilde kan vererek, gerekli tetkikleri yaptırmalıdır. Bu şekilde nakledilen böbreğin fonksiyonları takip edilir ve ilaçların doz ayarlanması yapılır. Hastanın durumu yapılan kontrollerin sıklığını belirlemeye yönelik önemli bir unsurdur.

BÖBREK NAKLİ SONRASI NELERE DİKKAT EDİLMELİ

  • Kilo kontrolü ve tansiyon takibi yapılmalı,
  • Sağlıklı beslenmeye dikkat edilmeli ve bol su içmeli,
  • Vücut ısısı devamlı bir şekilde takip edilmeli,
  • Şeker hastaları kan şekerini kontrol etmeli,
  • Düzenli bir şekilde egzersiz yapılmalı, yürüyüş programları hazırlamalı,
  • Sigara içilmemeli, sigara içilen ortamlara girilmemeli,
  • Diş bakımı yapılmalı ve genel temizliğe özen göstermeli,
  • Böbrek nakli sonrası bir ay kadar araç kullanmamalı,
  • Evcil hayvanlardan uzak kalınmalıdır.

Böbrek nakli sonrası dikkat edilmesi gereken konulardan birisi de ilaç kullanımıdır. Nakil sonrası bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar ile antibiyotik ilaçlar kullanılır. İhtiyaç halinde ise kolesterol ve tansiyon ilacı da kullanılır. Hasta olan kişilere bu ilaçları nasıl kullanacağı konusunda yardımcı olmak amacı ile bir çizelge hazırlanır. Buna uygun bir şekilde ilaçlar zamanında ve belirlenen dozda kullanılır.

Böbrek nakli sonrası dikkat edilmesi gereken enfeksiyon oluşması riskine karşı tedbirli olunmalıdır. Böyle bir sorun olursa vakit geçirmeden doktora gitmelidir. Böbrek nakli olan kişilerde birkaç ay ya da yıllar sonra enfeksiyon oluşabilir. Ateşin 37,5 derecenin üzerinde olması, halsizlik, üst solunum yolları enfeksiyonu gibi durumlarda istirahat tavsiye edilir. Fakat uzun süreli ishal, idrarda yanma, kusma, bulantı ve titreme gibi rahatsızlıkta hemen doktora gidilmelidir.

Böbrek nakli sonrası nadiren de olsa organ reddi durumu ortaya çıkabilir. Hastadan alınan kan örneği ile yapılacak tetkiklerde kreatin seviyesi yükselirse, erken aşamalı organ reddi teşhisi yapılabilir. Bu tip hastalar iyi takip edilirse düzelme olabilir. Bundan dolayı kontrollerin düzenli yapılmasında yarar vardır.

Böbrek Biyopsisi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli

Böbrek biyopsisi, iğne ile ameliyatsız bir şekilde böbrek dokusundan veya böbrekteki bir tümörden kesin tanı koymak için küçük bir parça alma işlemidir. Girişimsel radyoloji bütün iğne biyopsilerini görüntüleme rehberliğinde sağlar. Kör biyopsi denilen görmeden biyopsi alma yöntemi kullanılmaz. İğne biyopsisi ultrason eşliğinde alındığında en güvenli yöntem olur.

Böbrek biyopsisinin iki tane amacı vardır:

  1. Daha önce yapılan diğer testlerde açığa çıkarılamayan böbrek hastalığına kesin tanı koymak.
  2. Böbrekte olan bir tümöre kesin tanı koymak. Bu şekilde var olan tümörün iyi veya kötü huylu olduğu çıkartılır ve tedavi planlaması için tümöre ait tiplendirmeler yapılır. Her böbrek tümörüne iğne biyopsisi yapmak gerekli değildir. Bazı durumlarda doğrudan ameliyat yapılabilir.

Bütün iğne biyopsilerinde olduğu gibi, böbrek iğne biyopsisi de güvenilir bir yöntemdir. Ancak biyopsiye ait riskler ve gelişebilecek sorunlar da vardır. İğne girim noktası lokal anestezi ile uyuşturulur. Bundan dolayı iğne giriminde ağrı hissedilmez. Fakat böbrek biyopsisinde böbreğin kapsülü geçerken hafif ağrı hissedilebilir. Veya çoğunlukla yapılan işlemi hasta bilmediğinden dolayı korku, heyecan ve endişe duyabilir. Bunun için her biyopsi öncesi damardan ağrı kesici ve sakinleştirici verilir. Bu narkoz değildir. Genel olarak çok emniyetlidir. İşlem çok kısa olduğu için uyutmak gerekmez. Hasta istediği takdirde uyutmada sağlanabilir.

BİYOPSİ NASIL YAPILIR

Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra ultrason ile biyopsi alınacak bölge tespit edilir. Girilecek noktaya karar verilir. Girim noktasının uyuşması sağlanır. Biyopsi iğnesi ile böbreğe girilir ve biyopsi alınması işlemi gerçekleştirilir. Bölgenin ince ile uyuşması ile biyopsi alımının bitmesi beş dakikadan daha az bir zamanda gerçekleşir.

Genellikle iğne biyopsileri için ikili iğne sistemi kullanılır. Bu şekilde böbreğe tek bir iğne giriş yapılır. Daha sonra bu iğne içinden ikinci bir iğne ile örnek alınır. Bunun avantajı böbreğe tek giriş ile birden fazla örnek alma şansının bulunmasıdır. Böbrekte kanama ihtimali artmaz ve yeterli örnek alınabilir.

Biyopsi alımından sonra kanamanın olduğu ya da olmadığını anlamak için, ikinci bir kan alınarak ya da ultrason inceleme yapılarak kontrol edilir ve hasta evine gönderilir.

BİYOPSİ SONRASI

Hastanın geç dönemde olabilecek kanama ihtimaline karşı takip etmek gereklidir. Bu sebeple biyopsiden sonra dört saat kadar hastanede takip edilir.

Eve gidince iki saat kadar istirahat edilir. Az miktarda sıvı alınabilir. Bulantı, kusma yoksa her türlü sıvı alınabilir. Biyopsi bittikten dört saat sonra normal yemek yenilir. Her hangi bir kısıtlama yoktur. İğne girim noktasında ya da başka bölgede ağrı varsa, herhangi bir ağrı kesici ilaç kullanılır. Normal yaşama devam edilir.

Böbrek Nakli Yaş Sınırı

Canlı veya ölmüş bir kimseden alınmış olan bir organın, böbrek sorunu olan bir hastaya nakil edilmesi işlemine böbrek nakli denilir. Yapılan bu nakil ameliyatından sonra hastaya bir takım ilaçlar verilir ve tamamen normal hayatına devam etmesi hedeflenir. Bu sayede kişiler yaş sınırı olmadan iş hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilir, bayanlar çocuk doğurabilir ve diğer gündelik işlerine devam edebilirler.

Böbrek nakil ameliyatının diyalize göre bazı avantajları bulunmaktadır. Böbrek nakli yaş sınırı olmadan yapılan ameliyatlar son dönemlerde en iyi tedavi seçeneği olduğu artık şüphe götürmeyen bir gerçek olmuştur. Diyaliz yöntemleri ile en iyi koşullarda sağlıklı bir insanın yapmış olduğu bir işin %5’i kadarını yapabilmektedir. Böbrek nakli ile gerçekleştirilen başarılı bir operasyon sonucunda bunun 10 katını sağlamaktadır. Yani sağlıklı bir insanın sahip olduğu 2 böbreğinin yaptığı işlemin yarısını… Nakil işleminin böbrek hastalarına sağladığı en iyi avantajlardan birisi de diyaliz işleminden kurtarmaktır.

Böbrek nakli için yasalarımızca bazı sınırlandırmalar yer almaktadır. Canlıdan organ ve doku nakillerinin denetim işlemlerinin kolaylaştırılması adına Sağlık Bakanlığı tarafından Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi Yönergesi belirlenmiştir. Bu yönergeye göre, canlıdan organ ve doku nakli, alıcının dördüncü dereye kadar kan ve hısımlarından (dördüncü derece de dahil) yapılabilmektedir. Bu yönergeye göre, yukarıda belirlenmiş kapsam dışında kalan organ ve doku vericileri ile ilgili durumlar, Organ ve Doku Nakil Merkezleri’nde bulunan Yerel Etik Kurulu tarafından değerlendirilip uygun olması haline nakil işlemi gerçekleşmektedir.

Dördünce derece hısım bağı kavramı da Medeni Kanunumuzun 17.Maddesinde belirlenen kan hısımlığının derecesi, hısımlarının birbirine bağlanmasıyla oluşa doğum sayısıyla tespit edilmektedir.

Kan hısımlığındaki kişinin akrabalık derecesine göre aşağıdaki tablo baz alınmaktadır:

  • 1. derece akrabalar: Annesi, babası, çocuğu
  • 2. derece akrabalar: Kardeşi, dedesi, ninesi, torunu,
  • 3. derece akrabalar: Amcası, halası, dayısı, teyzesi, yeğeni (kardeş çocuğu)
  • 4. derece akrabalar: 3.derecede yer alanların çocukları.

Böbrek nakli için 18 yaşını dolduran herkes verici olabilir. Böbrek nakli yaş sınırı için üst sınırı 65 olarak kabul edilmiş olsa da kişinin sağlık durumu, böbrek fonksiyonları yeterli olduğu durumda bu sınır yükseltirebilmektedir.