T Hücreli Prolenfositik Lösemi
Prolenfositik lösemi, çok nadir görülmeyen lösemi türlerinden bir tanesidir. Pek çok türü bulunmayan bu hastalığın en sık karşılaşılan türü ise T hücreli prolenfositik lösemi olarak bilinmektedir. Açıkçası tüm lösemi türleri birbirleri ile benzerdir. Farklı türlerinin olmasının sebebi ise kanserin gerçekleştiği hücre tipleridir. Mesela bu hastalık, T hücrelerinin kanser hücrelerine dönüşmesi yani kontrolsüz bir şekilde üremeye başlaması ve hızlı bir şekilde çoğalması ile başlamaktadır. Yani T hücreleri prolenfositik löseminin belirtilerinin ya da tedavisinin diğer tüm lösemi türleri ile benzer olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.
Hastalık genellikle 60 yaş üstü kişilerde görülen ileri yaş hastalıklarından bir tanesidir. Çocuklarda neredeyse hiç görülmeyen T-PLL hastalığının tanısı konulurken dikkatli olunması gerekmektedir. Bunun nedeni ise hastalığın agresifliği ve nadir görülmesidir. Ayrıca tedavi sürecinde de bazı değişiklikler olabileceği için tanı koyma sürecinin dikkatli gerçekleşmesi ve yalnızca kan testlerine bakılarak kesin teşhisin koyulmasının yanlış olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle doktorlara büyük iş düşmektedir. Mutlaka biyopsi yapılması ve patoloji tarafından kanser hücrelerinin detaylı araştırmasının yapılması çok önemli olmaktadır.
T Hücreli Prolenfositik Lösemi Belirtileri
Hastalığın belirtilerini iyi bilmek önemlidir çünkü tüm kanser tiplerinde en önemli durum erken teşhistir. Erken teşhisin hayat kurtardığı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu yüzden biz de sizlere T hücreli prolenfositik lösemi belirtilerinden söz edeceğiz. İlk olarak bu hastalık bir kan kanseri türü olduğu için ve kan hücrelerinin görevini düzgün yapamamasına neden olduğu için özellikle diş etleri ve burun kanamalarının sıklıkla görülebileceğinden bahsedebiliriz. Bu kanamalar sürekli olarak gerçekleşmese de ilk başlarda haftada 1 olarak şekilde görülür. Bununla beraber vücudun bazı yerlerinde morluklar oluştuğu da bilinmektedir.
Hastalığın diğer belirtileri ise vücuttaki bağışıklık sisteminin yavaşlaması yani zayıflaması ile ilgilidir. Bu süreçte hastanın kendini halsiz hissetmesi ve sürekli uyku halinde olması gibi belirtiler görülmektedir. Ayrıca yine bağışıklık sistemine bağlı olarak sık sık enfeksiyon kapma gibi durumlar da olabilmektedir. Böyle belirtiler yaşayan hastaların ilk olarak endişe etmemesi gerekir çünkü bu belirtiler pek çok hastalıkla ortak olan belirtilerdir.