Kemik İliği Kanseri
Kemik iliği kanseri aslında kan kanseri yani lösemi olarak bilinmektedir. Kemik iliği olarak geçmesinin sebebi ise kemik iliğinde yer alan kök hücrelerin görevlerini yerine getirememesidir. Hastalığın temel sebebinin bu olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklarda kemik iliği kanseri oldukça yaygın olarak görülse de yetişkinlerde de sıkça rastlandığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalara göre kemik iliği kanseri, kanser türleri arasında en yaygın görülen tür olarak belirlenmiştir.
Kemik İliği Kanseri Nasıl Tespit Edilir?
Kemik iliği kanserinin pek çok belirtisi olsa da bu belirtiler başka hastalıklara ait olabileceği için mutlaka kan teslerinin yapılması gerekmektedir. Kan testi yapmadan yaygın belirtilere bakarak hastalığın kesin teşhisini koymak oldukça yanlıştır.
Kemik iliği kanseri belirtilerine bakacak olursak ilk olarak vücudun bağışıklık sistemi zarar göreceği için halsizlik ve uyku halinin olacağını söyleyebiliriz. Bunların haricinde kan kanseri olarak geçen kemik iliği kanseri vücutta morarmalara ve küçük kızarıklıklara da neden olmaktadır. Ayrıca nefes darlığı, ani zayıflama ve iştahsızlık da kemik iliği kanserinin belirtileri arasında yer almaktadır. Bu belirtilerin birkaçını yaşıyorsanız mutlaka doktora görünmeli ve gerekli kan testlerinin yapılmasını sağlamalısınız.
Kemik İliği Kanseri Tedavi Edilebilir Mi?
En çok merak edilen konulardan bir tanesi kemik iliği kanseri tedavisidir. Eğer erken teşhis yapılırsa hastalık ilaçlar ve kemoterapi yardımı ile kısa süre içerisinde tedavi edilebilmektedir. Ancak hastalık ilerlediyse ve kemoterapi gibi tedaviler yanıt vermiyorsa kemik iliği nakli yapılması gerekmektedir.
Kemik iliği nakli yapılmadan önce hastanın gerekli kan testleri yapılır. Böylece uyumlu bir doku bulmak daha kolay olacaktır. Eğer hastanın kardeşi varsa ve donör olmayı kabul ederse dokular birbiri ile uyumlu olacağı için donör aramak zorunda kalınmaz. Ancak hastanın kardeşi yoksa dokusu uyumlu olan donörler aranır. Bunun için de doku bankası kullanılmaktadır. Kemik iliği naklinin vericiye bir zararı bulunmamaktadır. Fakat nadir de olsa uyumsuzluk olması durumunda alıcı için risk oluşturabilmektedir. Böyle bir sorun ile karşılaşmamak için de mutlaka uyumluluk için gerekli olan testler yapılmalı ve vericiden alınan kök hücre miktarına dikkat edilmelidir. Son olarak eğer donör bulunamıyorsa, hastanın yeni doğan kardeşinden göbek bağı alınarak içerisindeki kan hücreleri de tedavi amaçlı kullanılabilmektedir.